Tüm dünyada ve ülkemizde özellikle hazır gıda üretiminde yaygın bir şekilde kullanılan monosodyum glutamat (MSG), kod adıyla E621, halk arasında bilinen adıyla Çin Tuzu, bir glutamik asit türevidir ve asidite bir tuz olarak tanımlanır. MSG, tatlı, tuzlu, ekşi ve acının yanına beşinci tat olarak eklenen umami tadı vermektedir. Balık, midye, terbiyeli etler, mantar, domates, Çin lahanası, ıspanak, yeşil çay ve özellikle soya soslu yiyeceklerden alınan tadı umami tat olarak tanımlayabiliriz.
Monosodyum Glutamat Sağlığa Zararlı mı?
Bu konuda birçok farklı görüş bulunmaktadır. Bir kısım doktor ve gıda uzmanı MSG’nin Alzheimer, Parkinson, Huntington, Epilepsi, obezite, gözlerde retinal dejenarasyona, çocuklarda ve ergenlerde büyüme hormonunun baskılanmasına ve böylece de gelişim geriliğine sebep olabileceğini belirtmektedir. Ancak bu görüşlerin aksine, uluslararası sağlık denetim kuruluşları MSG’nin herhangi bir zararı olmadığını belirtmektedir. MSG, FDA tarafından da onaylanmış ve GRAS (Generally Reognised as safe-Genel Olarak Güvenli Kabul Edilmiş) statüsüne girmiştir. FAO/WHO (Dünya Sağlık Örgütü) Gıda Katkı Maddeleri Uzmanlar Komitesi, monosodyum glutamat üzerinde yürütülen güvenirlik verilerinin hepsini incelemiş ve monosodyum glutamatın besinlerde kullanımını herhangi bir sınırlama koymadan güvenilir bulduğunu açıklamıştır. Avrupa Birliği Gıda Bilimsel Komitesi de, Gıda Katkı Maddeleri Uzmanlar Komitesi’nin bu görüşünü doğrulamıştır.
Çin Restoranı Sendromu
Evrimağacı.org “MSG – Çin Tuzu Zehri Yalanı” adlı makalesinde, bu konuyu derinlemesine incelemiştir. Makalede belirtilene göre; MSG’nin çok zararlı olduğunu belirten kaynakların iddiası, yıllar önce ortaya çıkan “Çin Restoranı Sendromu” olarak bilinen bir sahte-hastalık ile ilgilidir ve onun çarpıtılmış bir versiyonudur. Robert Ho Man Kwok tarafından ileri sürülen bu sahte-hastalık, Çin yemekleri yedikten sonra hissettikleri üzerine kuruludur. Kendisini bu yemekleri tükettikten sonra pek iyi hissetmeyen Kwok, bunun sebebini yemeklerin şarapta pişmesine, sodyum içeriğine, ancak özellikle de bir katkı maddesi olan MSG’ye bağlamıştır.
İnsan Sağlığını Olumsuz Etkileyebilecek MSG Miktarı
Örneğin Doritos cipslerin 1 paketinde sadece 180 miligram sodyum bulunmaktadır. Bu sodyumun tamamı MSG’den gelecek olsa bile (ki böyle değildir), 1 paketteki MSG oranı 1500 miligram, yani 1.5 gramdır (MSG’nin %12’si sodyumdur). Yani MSG’nin nörotoksik etkisinin ortaya çıkması için bir anda 840 paket Doritos yemeniz gerekmektedir. Bunun saçmalığı oldukça açıktır. Zaten MSG etki etmeden önce aşırı şeker ve tuz tüketiminden ötürü komaya girersiniz. Ya da mideniz çatlar, iç kanama geçirirsiniz.
Uzun lafın kısası, MSG günümüzdeki hastalıkların hiçbiriyle doğrudan alakalı değildir ve bu alaka, çok denenmesine rağmen hiçbir zaman ispatlanamamıştır. Belki gerçekten bir ilişki vardır; fakat bu net bir şekilde, araştırma sonuçları, makaleleri ve eş kontrolünden (peer review) geçmeden bilinemez. Dolayısıyla bunu bangır bangır “tehdit” olarak ilan etmek, boş bir çaba olacaktır.
Ancak elbette, patates cipsi veya fast-food tipi beslenme insan sağlığını riske eden unsurların başında gelmektedir. Bu yüzden bu tip sağlıksız beslenmeden önemle uzak durulmalı, yine de günah keçisi olarak insanları korkutma merakıyla MSG gibi kimyasallar hedef gösterilmemelidir. Çünkü bu şekilde yapılan bilim değil, popülerlik merakı olmaktadır. Siz yine de, garanti olsun diye MSG’den uzak durabilirsiniz. Tüm bu tartışmaların halen sürdüğünü ve kesin sonuçların olmadığını aklınızdan çıkarmadan…
Yazının büyük bir kısmı evrimagaci.org’dan alıntı yapılmıştır. İlgili yazının tamamı için tıklayınız.
Bir cevap yazın